nbc home  

Radikal

OYUNCULUK MU? BENİMKİ BİR ŞAKAYDI

Muzaffer Özdemir ile söyleşi...
Nazan Özcan, Radikal Gazetesi, 11 Aralık 1999


Nuri Bilge Ceylan, Antalya Film Festivali'nden dört ödülle dönen ikinci uzun metrajlı filmi Mayıs Sıkıntısı'nda bir anlamda Kasaba'nın çekim öyküsünü anlatıyor. Yönetmen, bu filminde yine Kasaba'daki yıldızlarını oynatmış, yani annesi Fatma Ceylan, babası Mehmet Emin Ceylan, arkadaşı Muzaffer Özdemir ve hemşerileri Mehmet Emin Toprak ile Muhammed Zımbaoğlu'nu. Festival'de yarışan diğer filmlerin kimi genç kimi yılların deneyimini taşıyan oyuncuları karşısında olanca naiflikleriyle şaşırtıcı birer performans sergileyen bu sıradışı ekip, toplu olarak aldıkları "Jüri Özel Ödülü"yle de başarılarını tescilledi. Festival süresince ortalıkta pek görülmediği gibi tören gecesine de katılmayan Muzaffer Özdemir, filmde Nuri Bilge Ceylan'ı canlandırıyordu. Aykırı oyuncusu ile yönetmen arasındaki benzerlik ise herkesi şaşırtıyordu. Biraz bezgin, sıkıntılı, içe dönük tavır ve davranışları, konuşması bir yana fiziksel bir benzerlik bile oluşmuştu neredeyse. Onu röportaja ikna etmek içinse, nasıl ki Nuri Bilge Ceylan onu filmlerinde "cebren ve hileyle" oynatmışsa, hemen hemen aynı yolu izlemek gerekti. Jeoloji tahsil edip, meslek olarak inşaatçılığı (tarihi restorasyon) seçen Özdemir'le sinema üzerine konuştuk.


Nuri Bilge Ceylan'la nasıl tanıştınız?
Bende dağcılık merakı var, Nuri Bilge'nin de varmış, öyle tanıştık. Sinema da ortak ilgi olduğu için konu açıldı...

Nerelere tırmandınız, yurtiçi ve dışında?
Bu aralar boşladım ama bayağı tırmandım. Yurtdışındaki tek tırmanışım Montblanc, yurtiçinde Kaçkar, Peçenek, Ağrı, Küçük Ağrı, Cilo... Hemen hepsine çıktım. Bir de tırmanışlarda bol miktarda süper 8 ve 16'lık filmler çekerim.

Nuri Bey'le birlikte de tırmandınız mı?
Hayır ama beraber birkaç yürüyüşe gitmişizdir.

Sonra nasıl birlikte çalışmaya başladınız?
Ben Nuri'nin fotoğrafçılığını biliyorum. Bir gün bana telefon etti, "bir film çektim Koza diye" dedi. "Tamam" dedim, "bir o kalmıştı bulaşmadığın". Sonraki yıllarda da Kasaba'ya başladı. Biraz yardım ederim, biraz da nasıl oluyor bu işler diye kalktım gittim. Deli bulamadı, bir dakikalık bir rol, kasabanın delisini oynattı bana. Biraz zaman geçsin diye, biraz da dostluk adına yaptık yani. Ama ailesi değil de profesyonel oyuncular olsaydı cesaret edemezdim.

Zorlandınız mı ilk oyunculuk denemenizde?

Zorlandım çünkü, kendimden hoşnut olmamam iyi değildi. Çekimden sonra videoya bakıyorduk,"olmuyor diyordum ya, Nuri olmadı ya, bunu kullanacak mısın, bir daha çekelim". "Yok yok tamam oldu, oldu", diyordu. Oyunculuk filan değil bir oyun gibi yaptık.

Filmde yönetmeni oynadınız. Nasıl hazırlandınız, onu mu gözlediniz?

Nuri'yi taklit etmedim. Sen kendin ol dedi. Ben kendimi taklit etmeye çalıştım ama bir insanın kendini taklit etmesi kadar zor bir şey olamaz. Şöyle olayım böyle olayım diye düşünmedim, sonuçta ne olduğunu da doğru dürüst kestiremedim. Filmi seyrederken sırtım terliyordu, yüzümü kapatıyordum. Büyük bir sıkıntı yani. O yüzden de, film iyi mi kötü mü onu da bilmiyorum. Çok büyük cesaret gösterisi benim için, yapımı biliyorum ben.
Zaten Nuri beni sıkıştırırken "sen özne olmaktan çekiniyorsun" falan gibi damarıma bastı.

Başka yönetmenlerden film teklifleri alsanız nasıl değerlendirirsiniz?
Böyle bir teklif umarım gelmez, o zaman çok kötü bir şey olur. Benimki böyle bir şakadır. Duygudaş olmak önemli. Duygudaş olabilecek bir arkadaş da var mı bilmiyorum. Bir-iki isim olabilir belki, ama ben burada basit bir kendimi taklit etme olayını oyunculuk olarak alamam. Herhalde deneyemem bir daha, sanmıyorum.

Bir gün bir film çekmeyi düşünüyor musunuz?

Öteden beri film yönetmek isterim hep. Birkaç proje de var da, "ya ben zaten bu filmde yönetmenliği yaptım ne mene bir şey olduğunu öğrendim" falan diyorum. Bunun ötesinde, sinema tabii çok pahalı bir şey. Ne kadar "bağımsız" yapılabilir gibi söyleseler de, bağımsız sinema üzerinde fazla uğraşmak da bir anlamda sinema bağımlılığı gibi bir şey. Yani çok da özgür değilsiniz, sinema sanatının handikapı burada. İlla kendimi sunacağım, yaratıcı bir cesaret ortaya koyacağım demekle iş bitmiyor, eğilip bükülüyorsunuz, Bilge'nin film çekerken çektiği çileleri biliyorum ben.

Şartlar oluşursa?
O zaman bir film çekeriz.

Belki siz de filminizde Nuri Bey'i oynatırsınız.

Bak bu intikam olabilir, karşı bir saldırı olabilir. Çok iyi bir fikir verdiniz.