nbc home  

 

'Mayıs Sıkıntısı' içimi ferahlattı

Burcu Sarılar, Antrakt Sinema Gazetesi, 10-16 Aralık 1999

Kasaba'nın yönetmeni: Nuri Bilge Ceylan'ın ikinci uzun metraj filmi olan "Mayıs Sıkıntısı" vizyonda. Antalya'da En İyi İkinci Film ve En İyi Yönetmen dahil bir çok ödül aldı. Annesi ve babasının da içinde bulunduğu oyunculara Jüri Özel Ödülü verildi.

Film, Ceylan'ın çocukluğunun geçtiği Yenice'de çekilmiş. Bir kamera, birkaç ses cihazı ve diğer ufak tefek aletlerle film çekmeye çalışılan bir yönetmen anlatılıyor. Oyuncu bulamayan yönetmen annesi ve babasını filmde oynamaları için ikna eder ve nihayet filme başlar. Dedim ya, "Mayıs Sıkıntısı" içimi ferahlattı. Filmin tüm bütçesi öyle milyon dolar filan değil, yüz bin dolar. Küçük bütçeyle iyi film yapılamaz diyenlere duyurulur!

Oyuncular, oyuncu bile değil. Ama o kadar iyi oynamışlar ki. Aslında onamamışlar, oldukları gibiler. Hiçbir abartı yok. Hiçbir aşırılık yok. Her şey çok doğal. Kendilerini hiç sıkmamışlar. Hiç kısıtlamamışlar. Özellik anne ile baba o kadar şeker ki, seyrederken içiniz ısınıyor. Tüm bunları kendi kendilerine yapmıyorlar. Hepsi yönetmenin marifeti. Işık kullanımı, mekan kullanımı, kamera. hepsi çok iyi. Hani Hülya Avşar, "Salkım Hanım'ın Taneleri" için Türk Sineması'nın meda-i iftiharı demişti ya, bence "Mayıs Sıkıntısı" bu övğüyü hak ediyor. Aslında böyle bir övğü peşinde bile değil. Sadece sinema yapmışlar. Yüz bin dolarlık bir bütçeyle sinema yapmışlar. Filmde mankenler yok, inanılmaz kostümler yok, inanılmaz mekanlar yok, yakışıklı erkekler, dünyalar güzeli kızlar yok. Filmde Nuri Bilge Ceylan'ın yönetimde bir yedinci sanat var. Ceylan, sayıları birkaçı aşmayan "bağımsız yönetmenler" kategorisinde. Etraftan "kendisine kamera almış, evine montaj seti kurmuş, gibi söylentiler duydukça şaşırıyordum. Sonuçta onların maddi olanaklarının fazla olmadığını biliyorum.

Filmin yani "Mayıs Sıkıntısı"nın bir yerinde, yönetmen filmi çekmeye çalışıyor. Fakat babası ya kameraya bakıyor, ya yanlış replik söylüyor. Dolayısıyla plan baştan alınıyor ve en sonunda yönetmen babasına kızıyor: "Yeter baba ya! Bak on milyon daha gitti!". Tam olarak bu şekilde olmasa da Nuri Bilge Ceylanın da para konusunda sıkıntı çektiğini sanıyorum. Bu olay belki biraz abartı ama yine de paralarını hesaplayarak film çeken yönetmenler var. Ve işin yetenek gerektiren bir iş olduğu bu noktada ortaya çıkıyor. O yüzden Antalya jürisi az parayla ışık, kamera, oyuncu yönetimini başarı ile gerçekleştiren bu yönetmene en iyi yönetmen ödülünü veriyor.

Filmi daha ne kadar övebilirim bilmiyorum. Ben çok beğendim. Hatta etaptım. Hayran kaldım. Yanlış anlamayın. Nuri Bilge Ceylan ile herhangi bir arkadaşlığım yok. İyi film, iyidir. Antalya'da En iyi Film seçilmemesi, bunu haketmediğinden değil, jürinin basiretsizliğinden kaynaklanıyor. Tekrarlıyorum. Yönetmenin birincilik ödülü, inanılmaz övgüler, unutulmaz reklamlar peşinde olduğunu sanmıyorum. O, sadece sinema yapmış, izlemek isterseniz -ki bence mutlaka izleyin- bu hafta vizyona çıkıyor.