iklimler
 
nbc home  



 


Kötülüğü merak ediyorum

Nick James, Taraf Gazetesi, 11 Mart 2009

 

Nuri Bilge Ceylan, Britanya’da yayımlanan Sight &Sound dergisine ödüllü filmi Üç Maymun hakkında konuştu

Sight&Sound, sinema dergileri arasında tartışmasız saygın bir yere sahip. Mart ayı kapağına Stanley Kubrick’i konuk eden dergi, başarılı yönetmen Nuri Bilge Ceylan’a da bu ayki sayfalarında yer ayırdı. Ceylan, 13 şubatta İngiltere’de gösterime giren son filmi Üç Maymun hakkında Sight&Sound’un sorduğu soruları yanıtladı.

Üç Maymun’da karakterlerin psikolojileri suç ve suçluluk duygusu etrafında dönüyor. Bu öğeler hikâyeyi normalden daha çok sürüklüyor.

Ben kötülüğü merak ediyorum. Bana hükmettiği zamanlarda korkuyorum. Bu yüzden içimizdeki gizli kötülüğün bizi şaşırttığı durumlar yaratıyorum. Mesela bir oğul normal koşullarda annesine el kaldırmaz ama bazı durumlarda kendine hakim olamayabilir.

Filmin anlattığı durumda yalnızca Türkiye’ye özgü bir şeyler var mı?

Hayır, film her yerde geçebilirdi. Örneğin, genel bir bakış açısından bakarsak, Eyüp, Hacer’in onu aldattığını öğrendiğinde verdiği tepki -yüzündeki bakış- Türkiye’de yaygın olarak görülmez. Onun durumuna düşen erkeklerden birçoğu onu öldürebilir. Ama Eyüp bildiklerini saklarsa, kimsenin haberi olmayacak. Böyle şeyler sessiz sedasız olur, ama biz bunu ancak koca intikam alma duygusuyla cinayet işlediğinde gazetede okuruz. Bu durumda ise olayı tek bilen zaten öldü, ama Eyüp’ün bir arkadaşı bilseydi Eyüp Hacer’i asla affedemezdi çünkü kendini hayatının sonuna kadar aşağılanmış hissedecekti. Bu psikoloji, spesifik bir kültürden ziyade insan doğasına ait ama tabii ki davranış stili daha Türklere özgü olabilir.

Filmlerinizden hiç biri bu kadar kuşku üzerine kurulmamıştı.

Buradaki karakterler belirsiz ve karışık durumlarda seyrediyorlar, bu yüzden kuşku yaratarak düşünmek için zaman kazanmaya çalışıyorlar. Ve her şey açığa çıkmadığında, örneğin Servet’i kimin öldürdüğü ortaya çıkmadığında daha fazla kuşku ve belirsizlik oluşuyor.

Üç Maymun dışavurumcu bir esere de benziyor.

Bunu ben bilemem. İzleyicinin gözünden bakamıyorum çünkü. Bu benim için teknik bir yapılanma. Ama yarattığımız atmosferdeki dengeyi yakalamak için çok dikkatli olmamız gerekiyordu çünkü yanlış anlaşılmak istemiyorduk.

Aklınıza gelen ilk görüntü neydi?

Annesine vuran oğuldu. Bu Türk kültüründe bir oğul için katlanması en acı verici şey. Anneniz sizin için bir tanrıça gibidir. Ona vurmak için çok güçlü bir sebebiniz olması gerekiyor. İkinci görüntü ise hapisteki babaydı. 

İklimler’deki birkaç sahne korku filminden çıkmış gibiydi. Şimdi de Üç Maymun’da hayalet bir çocuk var.

Eyüp’le Hacer’in ölü oğlunu filme koyduğumda gözükeceğini bilmiyordum. Önce yüzünü göstermek istememiştim -yapmalı mıydım hala da emin değilim- ama onun ziyaretlerinin aile üyelerini bağlayacağını düşündüm. 

Çocukları neden Hacer’e gözükmüyor?

O şekilde de çekmiştim ama montaj masasında çocuğun yalnızca onun ölümünden dolayı suçluluk duyanlara görünmesine karar verdim.

Mekânları nasıl seçtiniz?

Ev beni endişelendirmişti çünkü yalnızca iki metre uzunluğundaydı ve filmin oldukça klostrofobik bir havada ilerlemesine neden oldu. Farklı açılar kullanamadık ve hep karşı odadan çekim yapmak zorunda kaldık. Denize yakın olmak istemedim çünkü o zaman evin fazla güzel gözükmesine sebep olacaktı ama orada olmak zorundaydık çünkü tren yoluna ihtiyacım vardı. Evi seçmemdeki esas sebep terası içeriye bağlayan yoldu. Bana en fazla mizansen seçeneği sunan ev buydu.